İnsan ölüme doğar.
Ölünce yeniden doğar.
Bu yüzden bizler her ne kadar ‘Ölüm’ kelimesini kullansak da irfan ehli olanlar; ‘İRTİHAL’ kelimesini; yürüyüşü,yürüme kelimesini kullanırlar.
Edna olandan Aksa’ya bir yürüyüş.Edna;yakın olan yani dünya.Aksa ise yakına nispetle uzak olan Ahiret’i temsil eder.Ortada yok olmak v.b. başka bir durum yoktur.Sadece bir yürüyüştür çıktığımız.
Aşık Veysel’in; “Dünyaya geldigim anda yürüdüm aynı zamanda,iki kapılı bir handa yürüyorum gündüz gece..”mısraları hanın iki kapısını yani dünya ile Ahiret arasındaki metaforu resmeder.Üstad olarak tesmiye edilen Said-i Nursi’de Sözler adlı eserinin 20.sözünde “Dünya bir misafirhanedir. İnsan onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lazım olan levazımatı (gerekli her şeyi) tedarik etmekle mükelleftir. En ehem (önemli) ve elzem (gerekli) işler, takdim edilecektir.”der.Der de ne kadar haklı olduğunu gösterir.Yukarıda bahsi geçen iki ‘Arif’ Veysel ile Said (Allah her ikisine de rahmet eylesin)gibi daha nice Arifler bu hakikati terennüm etmişlerdir.
Yusuf Yaşar hoca geçen hafta Hakka yürüdü(İrtihal etti)Geçen yıl Nezir Gül hocamız hocamızın hastalığı ile ilgili bir yazıyı kaleme almış ve orada duacı olmamızı istirham etmişti.O yazıya yorum sadedinde katılmış ve USTAM olan Yusuf hocam için hayır dua da bulunmuştum.Ne ki;Tedbir takdiri bozmuyor.Yazılan geliyor başa.Hocam her fani gibi Hakka yürüdü.Ustam her insan gibi kaderini yaşadı.
1980 li yıllarda Belediye Pasajı içindeki kitapçı dükkanında hocama çıraklık yapmıştım.Hala kütüphanemde o yıllara ait notlar düştüğüm kitaplarım var.Sonraki yıllarda ise daha önce Rahmet-i Rahman’a kavuşan Talip (Koçarslan) Hocamın kitap dükkanında çıraklık yapmıştım.30 yıldır kitaplarla uğraşıyorum.
Hocamın ara ara uzun beyaz sakallarını ağzına doğru kaldırıp sonra aşağıya bırakışını ve o mütebessim çehresini asla unutamadım.Evladı değerli hocam M.Ali Yaşar bey’de bana uzun yıllar tarih öğretmenliği yaptı.Ustama Rabbimden rahmet dilerken evladı olan hocama da sabr-ı cemil diliyorum.
Sevgili dostum Ramazan Tarhan Yusf hocamın cenaze namazında beni aradığında serinkanlılıkla karşıladığım bu ölüm haberinin,bu sükunetinin kendi ölümlerimiz içinde olmasını diliyorum.Başkasının ölümünden,kendi ölümümüze yol alabilme erdemini yaşamayı Rabbim cümlemize nasip eylesin.
Yazının başlığı çocukluğumuzun meşhur tekerlemelerindendir.Yağ satarım Bal satarım.Ustam öldü ben satarım.Ustamın kürkü sarıdır…Evet…Kitapçı ustam,imam olan ustam öldü ben satıyorum.Hem imamet makamına devam ediyor hem de kitaplarla dostluğumu sürdürüyorum.
Yusuf hocam güle güle.Mekaanın cennet olsun.Resul-u Kibriya ya komşu olasın inşallah.